بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

هَلْ يَنظُرُونَ إِلَّا ٱلسَّاعَةَ أَن تَأْتِيَهُم بَغْتَةً وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ ٦٦

Onlar illa o saatin kendilerinin hiç farkında olmadıkları bir sırada, ansızın başlarına gelmesini mi bekliyorlar?

– Seyyid Kutub

ٱلْأَخِلَّآءُ يَوْمَئِذٍۭ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ إِلَّا ٱلْمُتَّقِينَ ٦٧

O gün takva sahipleri dışında, dost olanlar birbirlerine düşman olurlar.

– Seyyid Kutub

يَٰعِبَادِ لَا خَوْفٌ عَلَيْكُمُ ٱلْيَوْمَ وَلَآ أَنتُمْ تَحْزَنُونَ ٦٨

Ey kullarım, bugün size korku yoktur ve siz üzülmeyeceksiniz.

– Seyyid Kutub

ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ بِـَٔايَٰتِنَا وَكَانُواْ مُسْلِمِينَ ٦٩

Onlar, ayetlerimize inanmış ve müslüman olmuş kullarımdı.

– Seyyid Kutub

ٱدْخُلُواْ ٱلْجَنَّةَ أَنتُمْ وَأَزْوَٰجُكُمْ تُحْبَرُونَ ٧٠

Siz ve eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete giriniz.

– Seyyid Kutub

يُطَافُ عَلَيْهِم بِصِحَافٍ مِّن ذَهَبٍ وَأَكْوَابٍۖ وَفِيهَا مَا تَشْتَهِيهِ ٱلْأَنفُسُ وَتَلَذُّ ٱلْأَعْيُنُۖ وَأَنتُمْ فِيهَا خَٰلِدُونَ ٧١

Onların önünde altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canların çektiği, gözlerin hoşlandığı herşey var. Ve siz, orada ebedi kalacaksınız.

– Seyyid Kutub

وَتِلْكَ ٱلْجَنَّةُ ٱلَّتِىٓ أُورِثْتُمُوهَا بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ٧٢

İşte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur.

– Seyyid Kutub

لَكُمْ فِيهَا فَٰكِهَةٌ كَثِيرَةٌ مِّنْهَا تَأْكُلُونَ ٧٣

Orada sizin için bol bol meyveler vardır, onlardan yersiniz

– Seyyid Kutub

إِنَّ ٱلْمُجْرِمِينَ فِى عَذَابِ جَهَنَّمَ خَٰلِدُونَ ٧٤

Suçlular, cehennem azabında ebedi kalacaklardır.

– Seyyid Kutub

لَا يُفَتَّرُ عَنْهُمْ وَهُمْ فِيهِ مُبْلِسُونَ ٧٥

Kendilerinden azab hiç hafiflemeyecektir. Onlar azab içinde ümitsizdirler.

– Seyyid Kutub

وَمَا ظَلَمْنَٰهُمْ وَلَٰكِن كَانُواْ هُمُ ٱلظَّٰلِمِينَ ٧٦

Biz onlara zulmetmedik; fakat onlar kendileri zalim idiler

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu